Kitap Hakkında:
Son derece çekici ve cömert bir insan olan, özgürlük âşığı Grandük Nikolay Romanov, Bolşeviklerin gazabından kurtulacak, ama ailesi tarafından reddedilecekti. Michel de Grèce’in "Sen-Petersburg’da Beyaz Gece" romanının kahramanı işte bu bahtsız soylu. Ama geleceğe güvenle bakabilirdi: doğuştan grandük ve birçok alayın komutanıydı. Erken yaşta subay eğitimlerine katılmaya başladı ve filozoflar, maceracılar, dalkavuklarla dolup taşan sarayın debdebeli yaşamına girdi. Ama sık sık bunalıyor, sıkıntısını dağıtmak için de kendini giderek daha fazla kadınlara ve içkiye veriyordu. Sonra, bir gece operada Fanny’yle tanıştı. Fanny bir süre sonra, kendisini teselli eden ve güldüren, Savine adlı genç bir Adonis’le tanıştı. Nikolay öfkeliydi, ama Fanny inanılmaz bir özgüvenle, onu sonunda, üçlü bir yaşamın herkes için daha heyecanlı olacağına ikna etti. Gerçekten de öyle olacaktı! Nikolay, Savine’in etkisiyle, halkı çarlık zulmünden kurtararak geçmişle tüm bağları koparmayı hayal eden genç devrimcilerden oluşan bir grupla temas kurdu. Kendilerini halk için feda etmeye hazır bu gençlerin idealizminden etkilenen Nikolay, onlara yardım etmeye karar verdi. Çok geçmeden, çariçenin ve Nikolay’ın ana babasının yaşadığı saraydan küçük mücevherler kaybolmaya başladı. Bunu bir şapeldeki bazı ikonaların çalınması izledi. Üçlünün müthiş eğlenceli bulduğu bu oyun, Nikolay’ın annesinin yatak odasından değerli bir pırlanta haçın kaybolduğu o meşum geceye kadar devam etti. Bizzat çarın emriyle olayı araştırmak üzere polis çağrıldı… Hırsız, hizmetçilerden biri olabilir miydi? Michel de Grèce, bu dudak uçuklatan, ama gerçek destanda işte bunları anlatıyor. Steplerde at koşturan Kazaklar ve karda kurt avlarıyla, karanlık, ama çılgınca romantik bir öykü. Sürükleyici bir aşk hikâyesi.