Podyuma adım attığı günden başlayarak çeşitlendirerek sürdürdü sanat hayatını. Önce mankendi, sonra oyunculuk geldi, ardından müzik, resim ve yazı… İpek çorapları bacağına geçirdi ve bir daha da hiç çıkarmadı Lale Belkıs. Zarif bir vücuttan, güzel bir yürüyüşten ötesine geçti ama zarafetini de hiç kaybetmedi. 1950’li yıllarda henüz Türkiye’de profesyonel mankenlik diye bir şey yokken, çocuk yaşta mankendi. "İpek Çoraplar" onun anılarını anlattığı bir kitap. İnişli çıkışlı, zorlu bir yolun hikâyesi. Hayatı dolu dolu yaşamış bir kadının meslek hayatı kadar iç dünyası da var bu kitapta. Eyüpsultan’da başladığı "bol rüzgârlı" hayatının çizgisi Olgunlaşma Enstitüsü’nde belli oldu. Mankenlik mesleğine adım attıktan sonra Türkiye’yi tanıtan birçok defileye katıldı dünyanın dört bir yanında. Oyunlarda, filmlerde rol aldı, plak yaptı, resimleriyle sergiler açtı, şiirler yazdı. Lale Belkıs, "İpek Çoraplar"da maceradan maceraya sürüklendiği renkli hayatındaki her şeyi içtenlikle anlatıyor ama o biraz da gençlere yol göstermek istiyor sanki. Anı kitabı olmanın ötesinde, mesleğiyle gurur duyan bir profesyonelin yol gösterdiği bir çalışma bu. "İpek Çoraplar"ı bir dönemin vamp kadını Lale Belkıs’ı daha yakından tanıyarak, o günlere dönerek ve büyük bir keyif alarak okuyacaksınız.